Açık denizlerde inşa edilen Rüzgar Türbinlerinin denetimi, iş kazalarına müsait ve tam olarak sonuçların değerlendirilemediği gözlemlemelerdir. Su Altı Drone aracılığıyla yapılan şantiye kontrolleri iş güvenliği ve detaylı ölçümler gibi bir dizi imkan sunmaktadır.
Açık Denizde Rüzgar Türbini İnşası
Dünya genelinde artan enerji ihtiyacı ve son dönemde yaşanan büyük enerji krizleri sebepli olarak birçok farklı enerji türü üzerine çalışılmaktadır. Birçok farklı lokasyonda inşaatlarına devam edilen deniz üstü rüzgar tirbünleri toplam kapasitesi yıl sonuna kadar yaklaşık 12 GW artacaktır.
Amerika önderliğinde devam eden devasa açık deniz rüzgar tarlalarına, birçok farklı ülke de eklenerek dünyanın birçok noktasında açık deniz rüzgar türbini inşaatları görmemize sebep olmaktadır.
Şantiyenin büyük kısmının su altında olması ve rüzgar sebebiyle açık denizde inşaatına devam edilen rüzgar türbinlerinin denetimi için birçok farklı yöntem denenmiştir.
Şiddetli rüzgarların ve yüksek tuzlu suyun türbin kanatlarına, ultraviyole radyasyon etkisiyle zarar görmesine sebep olduğu rüzgar türbinlerini denetlerken kullanılmaya başlanılan Sul Altı Drone teknolojisi, eskiye kıyasla daha verimli ölçümler ve denetim imkanları sunmaktadır.
2024 Yılında tamamlanması planlanan, Seawind 6-126 Rüzgar Türbinleri, kasırga ve tufanlara karşı dayanıklı olmalarıyla ön plana çıkmaktadır. İlgili içeriğe göz atmayı unutmayınız.
Rüzgar Tarlalarına Su Altı Drone Kontrolü
Rüzgar türbinlerinin çalışma mantığında kanat performansı ve sağlığı oldukça önemlidir. Fakat, deniz üzerine inşa edilmiş olan rüzgar tarlaları, temellerinde ve diğer bileşenlerinde erozyon, aşınma gibi sebeplerle yaklaşık olarak %10’luk bir verimlilik kaybı yaşayabilmektedir.
Temel birimlerinin denetimi ve kontrolünde kullanılmaya başlanılan su altı drone teknolojileriyle, türbin temelinde yer alan biyolojik etkiler, alglerin birikimi ve diğer zararlı mikroorganizmaları görmek mümkün olmaktadır.
Blyth Offshore Rüzgar Türbini sahasında kullanılan su altı drone, özellikle su altında yaşananları, iş güvenliği riskini minimuma indirerek öğrenmemizi sağlamıştır. Buna ek olarak, otonom araçların kullanımın giderek artması bizlere su altı hakkında daha detaylı modelleme ve görselleştirme imkanları sunacaktır.
Geçmişten günümüze en çok kullanılan inşaat malzemeleri arasında bulunan tuğlalar, üretimleri sırasında atmosfere ciddi ölçüde zararlar vermektedir. Hindistanlı genç bir mühendis tarafından ortaya atılan geri dönüştürülmüş tuğla projesine mutlaka göz atın.