Sentetik esaslı kauçuk malzemeler, tekstil, inşaat, sanayi ve birçok sektörde en çok kullanılan kimyasal maddeler arasındadır. Sızdırmazlık, hafiflik ve dayanıklılık gibi özellikleri bulunan bu malzeme, bilim insanları tarafından geliştirilen Elektrikli Araç Teknolojisinde Kauçuk Piller kullanılabileceği fikri üzerine çeşitli teoriler ortaya atılmaktadır.
Kauçuğun Özellikleri
Sentetik kauçuk malzemeler sahip oldukları yüksek gerilme mukavemeti, esneklik, aşınmaya karşı dayanıklılık, yüksek yırtılma gerilmesi ve sıcaklığa dayanıklılığıyla günümüzde birçok endüstrinin, iş kolunun ana malzemesidir.
Çatı kaplamalarından, iş eldivenlerine ev tekstili malzemelerinden yer kaplamalarına varıncaya kadar birçok özel imalat türünün başlıca malzemesi olan kauçuklar, sahip oldukları malzeme özellikleri gereği ve ekonomik sebepler dolayısıyla birçok endüstride kullanılan ve kullanılması üzerine geliştirmeler yapılan kimyasal bir bileşendir. Kauçuk Malzemesinin En Önemli Özellikleri ise şöyledir;
- Elastisite değerleri yüksektir
- Termal büzülme sebebiyle ısıya karşı dayanıklıdır
- Dayanıklı ve uzun ömürlü bir malzemedir
- Malzeme karakteristiği olarak gerilme dayanımı yüksek bir malzemedir
Kauçuk esaslı bileşenler, üretim sektör için mobilyadan iş elbiseleri imalatına varıncaya kadar birçok üründe tamamlayıcı bileşen olarak kullanılmaktadır. Koreli bilim insanlarıyla Georgia Tech kurumunun ortak yürüttüğü çalışmada kauçuğun sahip olduğu yüksek iletkenlik değerleriyle “elastomer elektrolit” haline getirilerek elektrikli araçlarda daha fazla menzil sağlayabilecek bir pil teknolojisi geliştirdiklerini duyurmuşlardır.
Bir malzemenin mekanik kuvvetlere karşı dayanım değerlerini gösteren nitelik malzemelerin mukavemet değeri olarak ifade edilmektedir. Yapı malzemelerinde mukavemet konusunda detaylı bilgi almak için içeriğimizi incelemeyi unutmayınız.
Elektrikli Araç Teknolojisinde Kauçuk Piller
Lityum iyon pil teknolojisi 20. Yüzyılın cep telefonlarından, bilgisayarlarına son dönemlerde ise elektrikli araçlarda kullanılan pillere kadar uzanan, medeniyetin gelişimi ve teknolojik inovasyonların öncülüğünde büyük rolü olmuş pil teknolojileridir.
Sürekli olarak gelişen teknoloji, bilim insanlarının yapmış olduğu yeni keşifler eşliğinde, elektrikli araç teknolojilerinde daha fazla mesafe kat edilmesine imkan verecek ve daha güvenli pillere ihtiyaç duyulmaktadır.
Lityum iyon piller çalışma mantığı olarak, içerisinde bulunan elektrotlar arasında taşınan lityum iyonlarıyla enerjiyi tutarak bir batarya görevi görmektedirler. Özellikle içeriğinde bulunan, sıvı elektrolit sebebiyle lityum piller hasar görmeye ve yangın patlama gibi risklere sebebiyet verebilmektedirler.
Bilim insanları, kauçuk bazlı olarak elde ettikleri elastomer elektrolitleri aracılığıyla hem pillerin ömrünün uzatılabileceği hem de Elektrikli Araç Teknolojisinde Kauçuk Piller ile daha güvenli araçlar üretilebileceği üzerine çalışmalar yürütmektedirler.
Kauçuk bazlı pil teknolojisi üzerine yapılan testlerde elde edilen sonuçlara göre,
- 4.5 V voltaj değerinde
- Minimum 1000 devirde
- 95 mAh kapasitede
Kullanılan elastomer elektrolit esaslı pillerde herhangi devir kaybı, ısınma yada dendrit gibi olumsuz sonuçlar oluşmamıştır. Çalışmalarına devam eden bilim insanları,
“Henüz yeni bir teknoloji fakat daha yüksek iyonik iletkenliğe sahip olması pil içerisinde daha fazla iyonu hareket ettirerek aynı boyutlarda daha yüksek değerlere sahip bataryalar elde etmenin mümkün olduğunu görmekteyiz.”
şeklinde beyan vermişlerdir.
Bilim, teknoloji ve inovasyon haberleri hakkında detaylı bilgiler alabileceğiniz teknoloji kategorimizi incelemeyi unutmayınız.
Lityum Pillere Alternatifler
Bilim insanları, lityum iyon piller yerine birçok farklı alternatif üzerine çalışmaktadır. Bilinen en gelişmiş alternatif pil teknolojisi ise sodyum pillerdir. Bunlara ek olarak geliştirilen birçok alternatif pil teknolojisi bulunmaktadır. Lityum iyon pillere alternatif olacağı düşünülen pil teknolojileri arasında,
- Sodyum esaslı piller
- Kauçuk esaslı piller
- Magnezyum bazlı piller
- Akışkan elektrolit bazlı piller
gibi çeşitli teoriler geliştirilmiş bazıları ise pratiğe dökülerek test işlemlerine başlamıştır.