Mühendislerin Ortak Problemi, denilince akla bir sürü konu gelmektedir. Bugün, özellikle bugünlerde sıklıkla karşılaştığımız “değersizleştirme politikası” hakkında konuşacağız.
Hadi gelin çoğumuzun hislerine, yaşadıklarına tercüman oluşumu şöyle bir izleyin. Hepimiz, okuluna ve kişisine göre değişse de gerek 4 gerek 5 gerekse 6 yıl bu fakülteleri okuyup, eğitim görüyoruz.
Türlü problemler, gaddar hocalar, bitmek bilmeyen sınavlar ve stajlar ve jüri önlerinde geçen projeler.
Mühendislerin Ortak Problemi
Dile kolay, minimum 4 koca yıl bu bölüme emek veriyorsunuz ve mezun olmak için bütün zamanınızı harcıyorsunuz. Tabi, sıkıntılar asıl mezun olduktan sonra başlıyor. Devlet dairesinde çalışmak istiyorsanız minimum 90 puan almanız gerek. Özelde çalışmak istiyorsanız, çalışmak istediğiniz firmada, fabrikada bir referans gerek. Sadece çalışmak için de değil staj yapmak için bile artık bir referans, içeriden bir adam isteniyor.
Evet mühendislik kolaylaştı bir yerde. Çizim programları, kontrol ve test sistemleri, internet üzerinden herhangi bir makale, araştırma, data sheet vb araştırması daha kolay ve daha ulaşılabilir.
Mühendislerin Ortak Sorunu Değersizleştirme Politikası
Artık uğraşılması gereken bir rakip daha çıktı o da; işverenlerin mühendisleri değersizleştirme politikası. Bu bana göre bir politika, kimine göre bir bahane, işverene göre ise tamamen en az paraya en çok işi yaptırma olayı. Kurumsal firmalarda bu durum böyle değil tabiki. Çalışma saatin belli, aylık aldığın para ve yıllık zam oranın belli, tatilin belli ve en önemlisi yaptığın iş belli.
Ne yazık ki mezun olan her mühendis böylesine kurumsal bir firmada çalışamıyor. Kimisi kendi sermayesini kullanarak kendi işini kuruyor, kimisi hali hazırda var olan işinin başına geçiyor.
Bunlardan başka bir de şanssız olan, çalışacağı sektörün durgunluk yaşadığı illerde yaşayan, çalışmak istediği firmada referansı bulunmayan, yeni mezun ya da mezun olalı yıllar geçmiş olmasına rağmen kendi alanında iş yapamayan mühendisler var. Kimisine bu yazılanlar bahane gibi gelebilir ama bu bence bizim ortak bir problemimiz.
Nedir bu değersizleştirme politikası?
Değersizleştirme politikası demek işverenin, mühendisliği, çalıştıracağı mühendisi ve yapacağı işi küçük görmesi demek.
“Sen daha yeni mezunsun, bak bu abin kaç yıldır çalışıyor daha senin talep ettiğin parayı almıyor, ben senin istediğin maaşla senin gibi iki mühendis çalıştırırım”
çok sayın işveren
Bu ve türevleri lafları ben henüz ,işitmesem de tanıklık ettiğim, duyduğum çok oldu. Bi laf vardır “aza tamah etmeyen çoğu bulamaz” diye. Evet tabiki ,her meslek grubunda olduğu gibi mühendisin de bir pişme evresi, tecrübe kazanma evresi olacak. Ama hiçbir mühendisin işvereni ya da çevresinden bu sözleri duymaya hakkı yok. Aynı diğer meslek gruplarında çalışanların da olmadığı gibi.
Mühendislerin Ortak Problemi Karşısında Ne Yapmalı?
Okul yıllarında derslere çalıştığımız kadar kendimizi de geliştirmek zorundayız. Çalışmayı bir alışkanlık haline getirip, bu mesleğin her şartına, her zorluğuna kendimizi hazırlamamız gerekmekte.
Ek bir dil öğrenmek çok önemli, teknolojiyi yakından takip etmek, tasarım ve ar-ge ile yakından ilgilenmek, sunumlara hazırlıklı olmak, hazırlık yapmak, zorlu mülakatlarda sakinliği koruyabilmek gibi şeyler çok önemli.
Evet, yukarıda sektörü ve zorlukları eleştirdik ama ilk önce biz kötü yönde eleştiri almamak için ve yukarıda yazılan sözleri duymamak için düzenli ve çok çalışmalıyız. Yapacağımız meslek tamamen yeniliğe açık, araştırma ve geliştirmeye, tasarıma çok uygun bir meslek.
Zaman varken kendimizi geliştirebilmek için, koyduğumuz hedeflere ulaşabilmek için çalışmalıyız.