Günümüzün mimari kültürünün oluşması için dünya üzerinde yaşanmış, etkiler bırakmış mimari tasarım unsurlarının gelişmesinde rol oynamış birçok mimari akım bulunmaktadır. Bu mimari stillerden birisi olan Romanesk Mimarisi hakkında bir çalışma hazırladık.
Romanesk Ne Demek?
Mimari açıdan terminolojik anlamı incelendiğinde, Otton, Karolenj, Roma ve Bizans geleneklerinin birbiriyle etkileşime girerek oluşturmuş oldukları ortak geleneğe ve kültüre verilen isimdir.
İnsanlık tarihinde, Romanesk dönemi tarihi daha uzun ve daha yayılmış olsa da 1075 ve 1125 yılları arasında en yaygın dönemini yaşamıştır. Bu akım bu tarihler arasında en çok, İtalya, Alman ve Fransız topraklarında yaşanmış ve etkiler bırakmıştır. Yine aynı dönemde bu akımın farklı medeniyetler üzerinde farklı yorumları da bulunmaktadır. Örneğin, Norman stili, Sistersiyen stili, ve Burgonya stili Romanesk Stilinin milletin kendi geleneklerine göre yorumlanmış halleridir.
Romanesk Mimarisi Nedir?
Romanesk Mimarisi, Normanlar tarafından 14 Ekim 1066 tarihli Hasting savaşı sonrası İngiltereyi fetih etmeleri ile birlikte, İngiltere de ortaya çıkmış ve avrupa boyunca yayılmış bir mimari üsluptur.
Ortaçağ döneminin ortaya çıkması ve Norman istilaları ile avrupa’ya yayılması sonucunda bahsi geçen bölgelerde inşa edilmiş olan kalelerin birçoğu bu tasarım stilinden etkilenerek inşa edilmiştir. Romanesk Mimarisi, Milattan Sonra 500′ de Merovenj krallığı etkisi ile yayılmış olan Karolenj Mimarisi ile 11. Yüzyıl dönemlerinde ortaya çıkmış olan Gotik Mimari arasında yaşanmış bir geçiş tarz mimari üslup olmuştur. Gotik Mimari akımı ile alakalı çalışmamızı okumak için tıklayınız.
Yukarıda belirttiğimiz üzere bölge ile yeni tanışan Norman halkının daha önce birçok işgal görmüş halkın kültürünü de kendine katarak geliştirmiş oldukları bir mimari akımdır. Örnek vermek gerekirse, Roma Mimarisinin harika kemerlerinden, Karolenj Mimarisinin dini figürlerine kadar birçok farklı üslubu kendi yorumlaması ile ele almıştır.
Özellikle bu yıllardaki mimari akımlar incelendiğinde önceliğin ve en büyük esin kaynaklarının dönemde yaşanan dini baskılar, manastırlar inşa etme arzusu ön plandadır. Dönemin inşaatçı ve mimarlarının ana odağı ise ahşap yapıların yangına karşı dayanıklı olmamasıdır. Bu nedenle özellikle dini yapılar ve kamu yapıları taş, duvar kalın tonozlar kullanılarak inşa edilmiştir.
Romanesk Mimarisi Özellikleri
Romanesk dönemi mimarisinde kiliselerin taşıyıcı ve genel tasarım bileşenlerinde örneğin; kapılar, pencereler, pervazlar ve tavanlarda Roma dönemi mimarisi özelliklerini taşıyan yarım daire şeklinde kemer, kiriş unsurlar sıklıkla kullanılmaktaydı. Bunlara ek olarak, Romanesk Mimarisinde işçilik ve malzeme kalitesi oldukça üst düzeydeydi.
Romanesk Dönemi Mimari akımının başlıca özellikleri ise şöyledir;
- Yüksek hacimli taş molozları kullanılmıştır
- Yüksek ve sivri çatılar tercih edilmiştir
- Geniş ve yüksek kuleler inşa edilmiştir.
- Yığma yapılar olarak inşa edilmişlerdir
- Kütlesel görünümü fazladır.
- Kapılar, pencereler kemerli ve ölçekli olarak inşa edilmiştir
Mimari üslupları incelerken dönemin tarihi özelliklerini, sosyoloji, yönetim biçimi, dini inanışları gibi kavramları ele almak oldukça önemlidir. Örnek vermek gerekirse, Gotik akım, Romanesk akımı gibi akımlar dönemin baskıcı din anlayışı, siyasilerin yoğun dayatmaları ile şekillenmiştir. Romanesk Mimarisi Özellikleri açısından içeriğinde birçok akımın etkilerini, birçok halkın dini inanış, sembolleri ve özelliklerini taşıdığını görebiliriz.
Örnekleri
Romanesk dönemi eserleri mimari açıdan bir üslup oluşturmasıyla birlikte sanat tarihi içinde oldukça önemli bir dönem olmuştur.
Romanesk dönemi mimari eserlerinden en bilinen ve en önemlileri arasında Mainz ve Worms katedralleri, Maulbronn manastırı ve Watburg kalesi bulunmaktadır. Bununla birlikte sembolik mimari yapılardan olan, Pisa kuleside oldukça önemli bir mimari eserdir. Dönemin etkilerini, avrupa ile birlikte anadolu dolayısı ile Türkiyede bulunan bazı eserlerde görmekte mümkündür.
İkonik Romanesk Mimarisi Örnekleri ise şöyledir;
- Pisa kulesi
- Pisa manastırı
- Saint-Sernin bazilikası
- Mainz katedrali
- Maulbronn manastırı
- Ely katedrali
- Durham katedrali
- Cluny manastırı
- Canterbury katedrali
Yukarıdaki listede bulunan örnekler mimarlık tarihi açısından önemli, iz bırakan ve ilerleyen dönemde mimarlara farklı ufuklar açan etkileyici yapı örnekleri olmuşlardır. Türkiye de bulunan Romanesk dönem mimarisi eserlerinin en belirgin örneği ise Galata Kulesidir.